Ulucanlar Cezaevi’nin eski müdürü 42 yıl sonra hafızasından silinmeyen idam günlerini anlattı

YAŞAM 14.09.2022 - 12:19, Güncelleme: 14.09.2022 - 12:21 6010+ kez okundu.
 

Ulucanlar Cezaevi’nin eski müdürü 42 yıl sonra hafızasından silinmeyen idam günlerini anlattı

Ulucanlar Cezaevi’nin müdürü Vehbi Camgöz; “1 hafta boyunca ne yemek yiyebildim ne de uyku uyuyabildim. Sarhoş gibi gezdim. Benim hayatımı çok etkiledi” dedi.
Gerede İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra memurluk hayatına cezaevlerinde müdür olarak başlayan Vehbi Camgöz, 1980 darbesi sonrası ilk idamların gerçekleştiği Ulucanlar Cezaevi’ni anlattı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası ilk idamların gerçekleştiği Ulucanlar Cezaevi’nin müdürü olan Camgöz, "O idamları izlemek fecaat bir durumdu, benim hayatımı çok etkiledi” dedi. Gerede İmamhatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra memurluk hayatına Keskin Cezaevi’nde müdür olarak başlayan Vehbi Camgöz, 1 Ocak 1980’de dönemin en çok konuşulan ve ilk idamların yaşandığı Ulucanlar Cezaevi’ne tayin edildi. Mustafa Pehlivanaoğlu, Necdet Adalı ve Erdal Eren’in idam edildiği dönemde Ulucanlar Cezaevi’nde müdür olan ve idamlarına şahitlik eden Camgöz, aradan geçen 42 yıla rağmen hafızasından silinmeyen o günleri üzüntüyle anlattı. Ayrıca Camgöz, yaşanılanların gelecek nesillere de doğru bir şekilde aktarılabilmesi için “İdamlar ve Olayların Gölgesinde Ulucanlar” isimli kitabı yazdı. İdamlara ilk şahitlik ettiği isimler Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu’yla ilgili o anları anlatan Vehbi Camgöz, “1 Ocak 1980 tarihinde Ulucanlar’a başladım. Ulucanlar’da çalışırken 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Darbe sonrası yaşanan olayların içerisindeydim. İdamlar başladı. İlk idamlar Ulucanlar’da oldu. Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu. Necdet Adalı sol görüşlüydü. Mustafa Pehlivanoğlu da ülkücüydü. Onları bir gecede astık. Necdet Adalı idam sehpasında slogan atarak gitti. Aynı gece astığımız Mustafa Pehlivanoğlu da gördüğüm kadarıyla hiçbir şeyden haberi olmayan, saf temiz çocuktu. Ben bir şeye karışmadım diye yemin ediyordu. Kelime-i Şehadet getirerek gitti. Bunlar 21-22 yaşında gençlerdi. Ben o güne kadar amansız bir idam taraftarıydım. İpini ben çekerim diyordum. O gece yaşadıklarımdan sonra sistemi de sorguladım. O günden sonra amansız bir idam karşıtıyım. İdam cezası yasalarımızda olsa bile bugünkü anlayışla yargılasak bu adamların hiçbiri asılmazdı.” dedi. Türkiye’de idam edilenlerin normal bir yargılama olsa asılmayacaklarını söyleyen Vehbi Camgöz, “İdam ettiklerimizi 2 gün sonra kahraman ilan ediyoruz. Menderes’ler normal bir yargılama ile yargılansalardı böyle mi olurdu? İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp asılanlar normal bir yargılanmaya yargılansalar böyle mi olurdu? 12 Eylül’dekiler böyle mi olurdu? Normal bir hapis cezasında telafisi mümkün. Ama idam ettikten sonra telafisi yok ki. Kusura bakma yanlış asmışız demenin kimseye bir faydası yok.” ifadelerini kullandı. İdamları izlemek zorunda kaldığı için fenalaştığını anlatan Camgöz, “3 idamda da eks olması 13 ila 17 dakika arasında sürüyor. Tutanağa imza atmak için o süreyi seyretmek zorundasın. Hayatımın en zor dönemiydi. Baba yiğit adamdım. Yanımda adam kesseler umursamam derdim ama onu seyretmek gerçekten de fecaat bir durumdu. Fenalaştım. Ağrı kesici almak zorunda kaldım. İnşallah bizden sonra da kimse yaşamaz. O anları yaşamak çok kötü bir şey. Canın istiyor ki, 'Bırakın. Böyle ceza mı olur? Alayım şunu buradan' diyorsun. Ama yetkin yok. Yapamıyorsun. Ondan sonra için içini yiyor.” şeklinde konuştu. Vehbi Camgöz, yaşanılanların gelecek nesillere de doğru bir şekilde aktarılabilmesi için “İdamlar ve Olayların Gölgesinde Ulucanlar” isimli kitabı yazdı. 335 sayfa olan kitap, “Cumhuriyetle yaşıt olan Ulucanlar Cezaevinin macerası, içerisinde yaşanmış onca olayın, firar teşebbüslerinin, infaz edilen idamların ardından sona erdi. Ancak bu ihtiyar cezaevinin hizmet süresi henüz bitmediği için, at ahırı, askeri depo ve cezaevi olarak kullanılmasının ardından son olarak da kaderinde müze olmak varmış” açıklamasıyla satışa sunuldu.
Ulucanlar Cezaevi’nin müdürü Vehbi Camgöz; “1 hafta boyunca ne yemek yiyebildim ne de uyku uyuyabildim. Sarhoş gibi gezdim. Benim hayatımı çok etkiledi” dedi.

Gerede İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra memurluk hayatına cezaevlerinde müdür olarak başlayan Vehbi Camgöz, 1980 darbesi sonrası ilk idamların gerçekleştiği Ulucanlar Cezaevi’ni anlattı.

12 Eylül 1980 darbesi sonrası ilk idamların gerçekleştiği Ulucanlar Cezaevi’nin müdürü olan Camgöz, "O idamları izlemek fecaat bir durumdu, benim hayatımı çok etkiledi” dedi.

Gerede İmamhatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra memurluk hayatına Keskin Cezaevi’nde müdür olarak başlayan Vehbi Camgöz, 1 Ocak 1980’de dönemin en çok konuşulan ve ilk idamların yaşandığı Ulucanlar Cezaevi’ne tayin edildi. Mustafa Pehlivanaoğlu, Necdet Adalı ve Erdal Eren’in idam edildiği dönemde Ulucanlar Cezaevi’nde müdür olan ve idamlarına şahitlik eden Camgöz, aradan geçen 42 yıla rağmen hafızasından silinmeyen o günleri üzüntüyle anlattı. Ayrıca Camgöz, yaşanılanların gelecek nesillere de doğru bir şekilde aktarılabilmesi için “İdamlar ve Olayların Gölgesinde Ulucanlar” isimli kitabı yazdı.

İdamlara ilk şahitlik ettiği isimler Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu’yla ilgili o anları anlatan Vehbi Camgöz, “1 Ocak 1980 tarihinde Ulucanlar’a başladım. Ulucanlar’da çalışırken 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Darbe sonrası yaşanan olayların içerisindeydim. İdamlar başladı. İlk idamlar Ulucanlar’da oldu. Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu. Necdet Adalı sol görüşlüydü. Mustafa Pehlivanoğlu da ülkücüydü. Onları bir gecede astık. Necdet Adalı idam sehpasında slogan atarak gitti. Aynı gece astığımız Mustafa Pehlivanoğlu da gördüğüm kadarıyla hiçbir şeyden haberi olmayan, saf temiz çocuktu. Ben bir şeye karışmadım diye yemin ediyordu. Kelime-i Şehadet getirerek gitti. Bunlar 21-22 yaşında gençlerdi. Ben o güne kadar amansız bir idam taraftarıydım. İpini ben çekerim diyordum. O gece yaşadıklarımdan sonra sistemi de sorguladım. O günden sonra amansız bir idam karşıtıyım. İdam cezası yasalarımızda olsa bile bugünkü anlayışla yargılasak bu adamların hiçbiri asılmazdı.” dedi.

Türkiye’de idam edilenlerin normal bir yargılama olsa asılmayacaklarını söyleyen Vehbi Camgöz, “İdam ettiklerimizi 2 gün sonra kahraman ilan ediyoruz. Menderes’ler normal bir yargılama ile yargılansalardı böyle mi olurdu? İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp asılanlar normal bir yargılanmaya yargılansalar böyle mi olurdu? 12 Eylül’dekiler böyle mi olurdu? Normal bir hapis cezasında telafisi mümkün. Ama idam ettikten sonra telafisi yok ki. Kusura bakma yanlış asmışız demenin kimseye bir faydası yok.” ifadelerini kullandı.

İdamları izlemek zorunda kaldığı için fenalaştığını anlatan Camgöz, “3 idamda da eks olması 13 ila 17 dakika arasında sürüyor. Tutanağa imza atmak için o süreyi seyretmek zorundasın. Hayatımın en zor dönemiydi. Baba yiğit adamdım. Yanımda adam kesseler umursamam derdim ama onu seyretmek gerçekten de fecaat bir durumdu. Fenalaştım. Ağrı kesici almak zorunda kaldım. İnşallah bizden sonra da kimse yaşamaz. O anları yaşamak çok kötü bir şey. Canın istiyor ki, 'Bırakın. Böyle ceza mı olur? Alayım şunu buradan' diyorsun. Ama yetkin yok. Yapamıyorsun. Ondan sonra için içini yiyor.” şeklinde konuştu.

Vehbi Camgöz, yaşanılanların gelecek nesillere de doğru bir şekilde aktarılabilmesi için “İdamlar ve Olayların Gölgesinde Ulucanlar” isimli kitabı yazdı. 335 sayfa olan kitap, “Cumhuriyetle yaşıt olan Ulucanlar Cezaevinin macerası, içerisinde yaşanmış onca olayın, firar teşebbüslerinin, infaz edilen idamların ardından sona erdi. Ancak bu ihtiyar cezaevinin hizmet süresi henüz bitmediği için, at ahırı, askeri depo ve cezaevi olarak kullanılmasının ardından son olarak da kaderinde müze olmak varmış” açıklamasıyla satışa sunuldu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mercanmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.